16 Eylül 2016 Cuma

Karavan Tatili 8. Gün (Akdenize doğru) : Bodrum, Didim, Akbük, Kuşadası, Önder Camping

Günaydınlar. Bodrum'un havasından mıdır yoksa artık biz mi yorulduk, bu sabah ailecek geç uyandık. Kahvaltı faslından sonra bir keşif turu düzenledik kendimize. Limana doğru yürürken büyük bir balıkçı teknesinin yanaştığını gördük, annem balık delisi olduğu için tekneyi bekledik, balık alıp alamayacağımızı sorduk. Balıkların toptan satıldığını söylediler, biz karavanla geldiğimizi ve burada kamp yaptığımızı söyleyince içeriden kaptan müdahale etti. Kendimize ayırdığımız balıklardan bir iki kilo verin çocuklar, diye talimat verdi. Tazecik hamsileri aldık, borcumuz ne kadar diye sorduğumuzda "Allah razı olsun kaptan,her şey para değil, siz de bir dua edin yeter. " dedi. Deniz kenarında yüzülecek yer olmadığını söylemiştik, o yüzden Didim-Akbük Koyu'na gitmeye karar verdik. 

Toparlandık, 50 TL konaklama ücretimizi ödedik, saat 12.00 olmadan yola koyulduk. Navigasyonun yanıltmasıyla yanlış yola girerek 15-20 dakika kaybettik ama sonunda Didim Akbük Koyu'na vardık. Şirin bir ilçe. Plajları büyük ölçüde halka açık. Hatta belediyenin plajı, plajın içinde kafeteryası, duşu, tuvaleti, o tür hizmetleri de var. Sonra orada belediye görevlisine sorduğumuzda istediğimiz yerde konaklayabileceğimizi söyledi. Biz de arabamızı plaja yakın uygun bir yere parkettik ve denize girdik. Sonrasında burada gece konaklayabileceğimiz bir yer olmadığını görerek en yakın kamp yerini aramaya başladık. Kuşadasında bir kamp yeri bulduk, telefonla konuşup boş yer olduğunu öğrendik ve Kuşadası'na doğru yola çıktık. 

Akşam üzeri saat 17.00 gibi Önder Camping'e ulaştık. Kampımız şimdiye kadar gittiğimiz kampları sıralama yaparsak Kaş Camping'ten sonra ikinci sıraya yerleşir. Çünkü limanın dibinde, merkezde, önünde büyük bir AVM var, yanında halk plajı var, kampın içi çok geniş ve ferah, sıkışık değil. Küçük de olsa bir yüzme havuzu var, hatta biz de gelir gelmez hemen havuza attık kendimizi. Sonrasında annem balıkları ayıklayıp pişirmeye koyuldu. Balık kokusunu duyan kedicikler etrafımızı ablukaya aldılar. Balığımızı afiyetle yedikten sonra yediklerimizi sindirmek için yürümemiz gerektiğini birbirimize söyleyerek sahilde yürüyüşe çıktık. Sahil cıvıl cıvıl, kalabalık, bütün cafeler restoranlar dolu, yolda sokak sanatçıları var, Kuşadası Kalesi karşımızda ışıl ışıl. Uzun bir yürüyüş yaptık, sonrasında bir cafede oturup kahvelerimizi içtik. Kardeşim her zamanki gibi dondurmayı götürdü! Babamla kardeşim yoruldum diyerek bizden ayrıldı, biz annemle yürüyüşe devam ettik. 



Hediyelik eşya mağazasından çeşit çeşit magnetler satın aldık. Sonrasında biz de kamp alanına geri döndük ve dinlenmeye koyulduk. Yarın sabah 12.00 den önce kamptan çıkmamız gerekiyor, tatilimizi burada noktalıyoruz. Çünkü bayram dönüşü trafik yoğunluğu olduğu için artık dönüş yoluna girmemiz gerekiyor. 






Burada yazılarıma babam müdahale etme gereği hissetti; şöyle ki bu tür bir gezi yapmak isterseniz, bizim size naçizane tavsiyelerimiz: 
1.Kenarınızda ekstra bir para olmalı
2.Programınızı ve konaklayacağınız yerleri önceden belirleyin, güzergahınızı çizin.
3.Yanınıza mutlaka deniz ayakkabısı alın.
4.Navigasyona fazla güvenmeyin (!)
5.Çift sürücüyle yola çıkın.
6.Aracın tentesini açtığınızda aydınlatma için 3 metrelik bir seyyar lamba alın.
7.Biz evde yemeklerimizi konserve yapıp önceden hazırladık, öyle yola çıktık, çok az dışarıda yemek yedik, siz de öyle yapabilirsiniz. 
8.Aracı kiralarken mutlaka her eşyasını tek tek kontrol edin, dışarıdan ve içeriden resimlerini çekin. 

Bizim gezimiz çok keyifliydi, ailecek mutlu bir 8 gün geçirdik. Bu mutluluğumuzu sizlere aktarabildiysek ne mutlu bize. Hepinize okuduğunuz için teşekkür eder, sağlıklı günler dileriz.

16.09.2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder